Basın Kurulu, basında sansürün kaldırılmasının yıldönümü olan 24 Temmuz hasebiyle yayınladığı iletide, “Medyanın siyasi ve ekonomik kuşatma altına alınması nedeniyle maalesef ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olarak kutlayamıyoruz. Basın özgürlüğünün her geçen gün yara alması, sansürün horlatılmasıyla ‘bayram’ olmaktan çıkan 24 Temmuz’lar, artık ‘mücadele günü’ oluyor.” dedi.
Basın Kurulu, 24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramı ile ilgili bir bildiri yayınladı.
Basın Konseyi’nden yapılan açıklama şöyle:
* Osmanlı periyodunda 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla sansürden kurtulan basınımıza, bugün ne yazık ki 114 yıl öncesindeki istibdat periyoduna öykünen zihniyet tasallut etmiş durumda.
*Demokrasilerde yasaya, yürütme ve yargının yanında kamu ismine kontrol misyonunu yapan basının ‘dördüncü kuvvet’ olduğunu içselleştiremeyen zihniyet, eline geçirdiği kamu gücünü Anayasa teminatındaki basın özgürlüğünü yok etmek için hoyratça kullanmaktan çekinmiyor.
“MUHALİF MEDYA CEZALARLA ÇÖKERTİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
* Bugün medyanın yüzde 95’ini tam denetimine alan iktidar, tek merkezden yönetip ‘propaganda aracı’ olarak kullanıyor. İktidar medyasının gazete ve televizyonları haksız halde kamu kaynaklarıyla fonlanarak ayakta tutuluyor.
*Eleştirel ve bağımsız yayın yapan medya kuruluşları reklam ambargosu, resmi ilanları kesme, program durdurma ve hatta ekran karartma cezalarıyla ekonomik istikametten çökertilmeye çalışılıyor.
*Bu baskılar yetmezmiş üzere siyasallaşan yargı, özerkliğini kaybeden RTÜK ve BİK, medyada ‘muhalif’ tek ses çıkmaması için adeta ‘sansür kurumu’ olarak kullanılıyor.
* Medyamız hiçbir periyotta olmadığı kadar baskı altına alınırken sansürün her cinsine maruz kalıyor.
*Gazetecilik güya hataymış üzere, habere ulaşım birçok vakit kamu gücü kullanılarak engellenirken, aslında halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı gasp ediliyor.
“MUHALİF TEK SESE TAHAMMÜL EDEMEYEN İKTİDAR SANSÜR YASASINI ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR”
* Eleştirel ve bağımsız medyaya ‘kaba sansür’; aşikâr merkezden yönetilen iktidar medyasına ise ‘oto-sansür’ uygulanıyor. Bunlar yetmezmiş üzere kendisine ‘muhalif’ tek bir sese tahammül edemeyen iktidar artık de ‘Dezenformasyonu önleme’ ismi altında internet medyası ve toplumsal medyayı da kapsayan yeni bir ‘Sansür Yasası’ çıkarılmaya çalışılıyor.
*Meclis’te ilgili komitelerden geçen teklifin, basın meslek kuruluşlarının topyekûn direnmesi ve yaptığı aksiyonlarla şimdilik ertelendi.
*Ancak birebir mantıkla hazırlanan Basın Ahlak Temelleri Yönetmeliği’nin, BİK genel şura kararı olarak yazılı basın için yürürlüğe sokulması, iktidarın Meclis gündemindeki bu sansür yasasını çıkarmakta kararlı olduğunu gösteriyor.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ AĞIR DARBE ALDI”
* Basın özgürlüğünün ağır darbe aldığı; iktidarın güzeline gitmeyen haberin ‘terör’ ve gazetecinin ‘terörist’ görüldüğü; gece yarısı meskenleri basılıp gözaltına alınan gazetecilerin tutuklandığı şartlar altındayken, basında sansürün kaldırılışının 114’üncü yıldönümü 24 Temmuz’lar, medyamız için elbette ‘bayram’ değil, ‘mücadele günü’ olmak durumundadır.
“MÜCADELEDE KARARLIYIZ”
* Basın Kurulu olarak, Türk basınını 114 yıl geriye götürme anlayışı ile gayret etmekte kararlıyız. Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleştiği, söz ve basın özgürlüğünün kozmik standartlara ulaştığı günlere kavuşarak, 24 Temmuz’ları yine ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olarak kutlayacağız.