Beşiktaş yeni sezona birçok önemli futbolcuyu kadrosuna katarak girdi. Everton’dan gelen Dele Alli ise en çok dikkat çekeni oldu… Normal şartlarda, bir dünya yıldızı olan 26 yaşındaki orta sahanın gelişinin çok daha büyük bir yankı uyandırması beklenebilirdi ancak bu transfer bazı çekincelerin de eşliğinde bir nebze temkinli karşılandı.
Tottenham’da yıldızı parlayan, o dönem İngiltere Milli Takımı’nın da önemli isimlerinden olan Dele Alli’nin son yıllarda büyük bir düşüş içerisinde olması, kağıt üzerindeki ‘çilek transfer’ görüntüsünün pratikte tam karşılık bulamamasına yol açtı. Dons takımından 2015’te 5 milyon sterline transfer olduğu Tottenham’daki ilk üç sezonunda teknik direktör Mauricio Pochettino yönetiminde adeta harikalar yarattı. 22 yaşına gelene kadarki bu dönemde 37 gol kaydedip, Premier Lig’in harika çocuğu oldu. Bu performansla yılın en iyi genç futbolcusu ödülüne layık görülmesi kimse için şaşırtıcı olamazdı.
Şaşırtıcı olan kısım, asıl bu sürecin hemen ardından başlayacak olan ‘duraklama’ ve ‘gerileme’ dönemleri olacaktı. Arjantinli teknik adamın kulüpten ayrılmasıyla futbolcunun performansı da eş zamanlı olarak düşüşe geçti. Londra ekibinin başında artık Jose Mourinho vardı ve Portekizli çalıştırıcı aslında genç oyuncunun bir ara kıpırdanıp kendisine gelmesini de sağladı ama sonrasında öğrencisiyle ilgili demeçlerinin birçoğu, işlerin kötüye gittiği, kendisini toplaması gerektiği, aksi durumda ilerde başına neler gelebileceğini anlattığı içeriklerle eş güdümlü gitmeye başladı. O dönem Ada’da genel kanı, özel hayatının performansını etkilemeye başladığı yönündeydi. Mou, bu yöndeki söylentilerin yoğunlaştığı bir zaman aralığında öğrencisini, “Ulaşmak için potansiyelin olan yere ulaşamazsan eğer, bir gün bu yüzden pişmanlık duyacaksın. Kendinden daha fazlasını istemelisin” diyerek uyarmaya çalışıyordu. Ancak Alli’nin bu çağrıyı yanıtsız bıraktığı, bedelsiz olarak Everton’a verilmesinde ve sonrasında doğru düzgün forma şansı bile verilmeyen mavi-beyazlılardaki durumuyla ortaya çıkacaktı. Hatta pek çoklarına göre, kariyerinde ciddi bir geri adım olarak nitelenen Beşiktaş’a transferi de Mourinho’nun sözlerini hiç dinlemediğinin tescili olacaktı.
Pochettino, zamanında, Dele Alli için, “Harika bir futbolcu ve müthiş bir potansiyeli var. Neymar’dan daha iyi bir futbolcu olabilir” demişti. Brezilyalı futbolcudan iyi olup olmayacağını bilemeyiz ama ligdeki iki maçlık performansı gösterdi ki, kendisi aslen, Everton’daki son hocası Frank Lampard’ın sözlerini kulağına küpe etmiş durumda. Beşiktaş’a giderken Lampard oyuncusuna kariyerini kurtarması için ‘odaklanması’ gerektiği uyarısında bulunmuştu. Sivasspor maçındaki ümit vaat eden futbolun ardından Ankaragücü karşısında golle de buluşarak, odaklanma çabasını ortaya koydu. Yaşadığı sakatlık da, yakında sahalara dönecek oyuncuyu durdurabilecek gibi görünmüyor. Türkiye’ye kariyeri düşüşte ne yıldız futbolcular geldi. Üstelik genelde 30 yaş üstünde son demlerindeydiler, ve başardılar. Dele Alli mi başaramayacak!
En değerli orta sahaydı
Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi (CIES) tarafından yapılan çalışmaya göre Dele Alli, 2018’de dünyadaki en değerli orta saha oyuncusuydu. 163 milyon tahmini bonservis bedeli biçilen İngiliz futbolcuyu, Manchester City’li Kevin de Bruyne ( 150 milyon euro) ile Manchester Unitedlı Paul Pogba (130 milyon euro) takip etti.
Nijerya sıkıntısı
Baba tarafından Nijeryalı olduğu için FIFA kuralları gereği Nijerya Milli Takımı’nı seçme hakkı da bulunan Dele Alli, tercihini İngiltere’den yana kullandı. Bu yüzden Afrika ülkesinin taraftarlarıyla sıkıntılar yaşadı. Alex Iwobi ve Victor Moses, İngiltere Genç Milli Takımları’nda oynadıktan sonra A milli takım tercihlerini Nijerya’dan yana kullanmışlardı. Nijeryalı futbolseverler Dele Alli’nin de bu iki futbolcu gibi yaparak kendi ülkeleri adına top koşturmasını istediler ancak onun seçimi farklı oldu. Wembley Stadyumu’nda oynanan İngiltere-Nijerya maçında Afrika ekibinin taraftarları, top Dele Alli’nin ayağına değdiğinde futbolcuyu bu sebeple ıslıkladılar.
Annesinin yürek burkan anısı
Annesiyle son olarak 2015’te konuşan Dele Alli’nin o görüşmede son derece iyi olduğunu söyleyen anne Denise, “Seni seviyorum anne demişti. Onu son görüşüm olacağını bilemezdim. Bu, beni hala şok eder” diyerek bu konudaki detayı paylaşıyor. 2017’de White Hart Lane’de Tottenham’ın bir maçına oğlunu görme ümidiyle giden annesi, o gün yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor:
“Maçtan sonra stadın dışında onu görme umuduyla bekledim. Dışarı çıktığında ‘Dele benim, annen’ diye seslendim. Ama durmadı, bana sadece şöyle bir baktı, meşgul olduğunu söyleyerek arabasına atlayıp gitti. Kalbim kırılmıştı, orada gözyaşlarına boğuldum.”
Guardiola’nın kızıyla çıkması olay oldu
Dele Alli’nin özel hayatı da futbolculuğu kadar Ada’da gündeme geldi. Aşk hayatında en çok öne çıkan dönemse, şüphesiz Pep Guardiola’nın kızıyla olan birlikteliğiydi. Model sevgilisi Ruby Mae ile 5 yıllık ilişkisini sonlandırdıktan sonra geçtiğimiz sene, Manchester City Teknik Direktörü’nün kızı Maria Guardiola ile yeni bir aşka yelken açtı. Objektiflere ilk yakalandıklarında ‘arkadaşız’ açıklaması yapan çift, sonrasında birçok kez daha görüntülenecek ancak ilişkileri uzun sürmeyecekti. Pep Guardiola’nın kızının rakip takımın futbolcusuyla yakınlaşması İngiliz basınını salladı. Dele Alli son olarak geçtiğimiz günlerde model sevgilisi Cindy Kimberly ile Boğaz’da romantik bir akşam yemeği yedi.
Soy ismini kaldırdı, formaya adını koydu
Asıl ismi Bamidele Jermaine Alli olan yıldız futbolcu, ilk iki ismini hiç kullanmadı, soyadını ise formasından kaldırdı. İlk ismini kısaca Dele şeklinde kullanan oyuncu, 2017’ye kadar Alli olan soy ismini giydiği takım formasında taşıyordu. Ancak o tarih itibarıyla bundan vazgeçti ve formasında Dele ismiyle top koşturmaya başladı. Alli soyadıyla kendisi arasında bir bağ hissetmediği için bu şekilde bir değişikliğe gittiğini söyleyecek ve “Formamda beni anlatacak bir isim olmasını istedim. Alli soyadıyla bir bağım yok” diyecekti.
Dele Alli, Milton Keynes’te bir barda anne babasının tanışmalarından bir yıl sonra dünyaya geldi. Nijeryalı babası Kehinde o dönem De Montfort Üniversitesi’nde master yapıyordu. Babası, oğlu doğduktan bir hafta sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti, Dele alkolizm problemi olan İngiliz annesi Denise tarafından büyütüldü.
Anne-babasının ayrılmasının ardından Dele Alli, dokuz yaşındayken babasıyla birlikte Nijerya’nın yolunu tuttu. Sonrasında İngiltere’ye dönerek annesinin yanında futbola odaklandığı periyodun öncesinde Afrika ülkesindeki uluslararası bir okulda iki yıl kadar öğrencilik yapacaktı. İngiltere’deyken, MK Dons’taki takım arkadaşlarından birinin ailesinin yanına taşındı. Hiçbir zaman yasal olarak evlat edinilmemiş olmasına rağmen, onlardan ‘evlat edinen ailesi’ olarak bahsetti.
MK Dons ile 16 yaşında futbolculuğunun ilk profesyonel sözleşmesini yapmasının ardından, artık ailesiyle tüm bağlarını koparmaya başlamıştı.
Dele Alli hakkında ilginç gerçekler
* Karşılaştığı en iyi oyuncunun Real Madridli Toni Kroos olduğunu söylüyor.
* Sıkı bir Liverpool taraftarı ve rol modeli olan futbolcu Liverpool efsanesi Steven Gerrard.
* Kariyerinde hiç unutamadığı an, İngiltere formasıyla ilk kez ilk 11’de sahaya çıktığı maçta Fransa’ya attığı gol.
* Hiç bir zaman unutmadığı gol sevinci, Peter Crouch tarafından yapılan ‘robot’ taklitli gol sonrası hareketi.
* Harry Kane ile yaptığı meşhur el sıkışmalı gol sevincini bir gün soyunma odasında otururken ‘İkimiz de gol atmaya başladık, ortak bir gol sevincimiz olsun’ diyerek ürettiler.
* En iyi arkadaşı Tottenhamlı futbolcu Eric Dier. İki yakın dost, sosyal medya üzerinden de sık sık birbirlerine takılmayı ihmal etmiyor.
* Evinde bir aşçı istihdam ediyor ve yediği yemekleri bu özel aşçısına yaptırıyor. * Beslenme uzmanına zaman zaman kulak tıkayıp kuralları çiğniyor ve fast food yediği de oluyor.
* Müzikle oldukça içli dışlı, Amerikalı rapçi Future ve Drake isimli Kanadalı rapçi favori isimleri arasında yer alıyor.
* Daniel Sturridge kendisinin futbol dünyasındaki moda ikonu. Sturridge’in güçlü bir giyim tarzı olduğunu ve her zaman iyi giyindiğini düşünüyor.
* Modayı yakından takip ediyor ve giyimine çok düşkün. Biraz farklı olan ama çok fazla farklı olmayan şeyler giyinmeyi seviyor.
* Saint Laurent ve Gucci gibi markalardan giyinmeyi seviyor. En sevdiği tişörtler ise Amiri’nin delikli tişörtleri.
* Boş zamanlarında diz üstü bilgisayarından dizi, film izlemeyi ve bilgisayar oyunları oynamayı seviyor.