TRABZON’da, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Muhammet Uraloğlu, “Hasta ameliyata meme kanseri olarak giriyor ama meme estetiği hastalarımızla aynı çıkıyor. Kanserden kurtulmuş, estetiği yapılmış, bütün tedavisi tamamlanmış oluyor. Tek ameliyatla hasta kendini memesini kaybetmiş bir şekilde hiçbir zaman görmemiş oluyor” dedi.
KTÜ’de meme kanseri teşhisi konulan hastalar için eş zamanlı estetik ameliyatlar da yapılıyor. Ameliyatla kanserli dokudan arındırılan meme, plastik cerrahi uzmanlarınca estetik ameliyata tabi tutuluyor. Koruyucu cerrahi müdahale ile tümörün alınmasının ardından yerleştirilen protezle kayıp önleniyor, fiziksel değişimin önüne geçiliyor.
KTÜ Tıp Fakültesi Cerrahi ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Akbaş, “Meme kanseri kadınlarda oldukça sık görülen kanser çeşidi. Meme kanseri tanısı konulduğu zaman hastalar, genellikle depresyona girip ilk etapta ve hastalıktan tamamen kurtulacağı düşüncesine kapılıp memeyi tamamen aldıracaklarını düşünüyorlar. Memeyi komple aldırma yöntemi çok yaygın aslında. Ama günümüzde yapmış olduğumuz şey meme koruyucu cerrahi, bu da son 20 yılda oldukça ilerledi. Şu anda bizim uygulamış olduğumuz teknikle hem meme kanserindeki tümörü almış oluyoruz, hem de plastik cerrahiden hocalarımızla beraber eş zamanlı girdiğimiz ameliyatla göğüste estetik sağlamış oluyoruz. Bunu yapmış olduğumuz hastalarımızdan oldukça güzel olumlu tepkiler alıyoruz. Artık son 20 yılda özellikle onkoloji alanında çok ciddi gelişmeler oldu. Bu da meme kanserinde beklenen yaşam süresini artırdı. Yaşam süresinin artması hastalarındaki kozmetik sonuçların daha ön plana çıkmasına neden oldu. Dolayısıyla biz de plastik cerrahideki uzman hocamızla birlikte eş zamanlı girdiğimiz ameliyatla göğüsleri ideal görünüme kavuşturuyoruz? diye konuştu.
‘GELDİĞİMİZ NOKTA ORGAN KORUYUCU CERRAHİ ÜZERİNE KURULU’
Göğsün alınmasının sadece psikolojik değil, aynı zamanda fiziksel sorunlara da yol açtığını kaydeden Doç. Dr. Akbaş, şöyle devam etti:
“Hastanın ameliyattan önceki sağlıklı göğsünden daha güzel sonuçlara ulaştığımız dönemler oluyor. Bu hastalar açısından oldukça memnuniyet verici bir şey. Göğüs kanserli dokunun temizlenmesi için tamamen alındığı zaman bunun psikolojik travmasının yanında aynı zamanda fiziksel olarak da rahatsızlıklara sebebiyet verdiği durumları var. Düşünün ki, büyük göğse sahip hastalarımızın bir göğsü alındığı zaman sırtına yüklenen yük dengesiz olduğu için sürekli ağrıları olabiliyor. Bu da kişinin sürekli hasta olduğu izlenimini vurgulamış oluyor. Hastayı hem kanserli dokudan kurtarıyor hem de yaşam kalitesini artırmış oluyoruz. Aslında günümüzde geldiğimiz nokta organ koruyucu cerrahi üzerine kurulu. Maksat tümörün dokudan tamamen alındıktan sonra göğsü yerinde bırakabilmek. Bunu da mümkünse kendi dokusunu koruyarak yapıyoruz. Ama kendi dokusu yetersiz ise implant ile beraber orayı destekleyip hastaya kozmetik olarak güzel sonucu sağlıyoruz.”
Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uraloğlu ise hastalardaki psikolojik travmanın en aza indirildiğini belirterek, “Biz plastik cerrahi olarak önceden beri kanser tedavisinden sonra memeleri alınmış hastalarla ilgileniyorduk. Onlara yeniden meme yapıyorduk ama şimdi uzman doktorlarımızla birlikte meme dokusunu koruyarak yapılan kanserli dokunun temizlenmesi işleminin ardından aynı ameliyatta hastanın göğüslerini de ideal görünüme kavuşturuyoruz. Meme kanserinden sonra hastalarımız buradan memesi alınmış bir şekilde çıkmıyorlar. Memesi yeniden yapılmış bir şekilde çıkıyorlar. Sadece kanserli dokunun olduğu göğsü değil aynı zamanda diğer göğüste de sarkmalar varsa onları da düzeltiyoruz. Hasta buraya geldiği zaman meme kanseri olarak giriyor ama meme estetiği olan hastalarımızla aynı çıkıyor. Kanserden kurtulmuş, estetiği yapılmış, bütün tedavisi tamamlanmış oluyor. Bunlar da tek ameliyatla oluyor. Bunun tek ameliyatla olması hastalar için çok büyük bir konfor. Hasta kendini memesini kaybetmiş bir şekilde hiçbir zaman görmemiş oluyor. Ameliyattan çıktığında ameliyata girerken ki görünümünden daha güzeline sahip olmuş oluyor. Psikolojik travmayı atlatmış oluyor. Hatta artı bir psikoloji ile çıkmış oluyor” değerlendirmesinde bulundu.