HDP Eş Genel Lider Yardımcısı Rıdvan Turan, TBMM Genel Heyeti’ndeki bütçe görüşmelerinde, “Bu bütçede 994 milyar TL’lik bir vergi harcaması kalemi var. İsminin temizliğine bakmayın. 994 milyar TL’lik vergi harcamasından minimum fiyatın vergi dışı bırakılmasını çıkarırsanız yaklaşık 800 milyar TL’lik sermayenin, burjuvazinin, işverenlerin alınmayan vergisi var. Yani bütçeyi fakirlerden toplayan, zenginlerin vergisini affediyor” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın bütçeleri görüşülüyor. Genel Kurul’da HDP Kümesi ismine kelam alan Eş Genel Lider Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçesini kıymetlendirdi. Turan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“800 MİLYAR TL’LİK SERMAYENİN, BURJUVAZİNİN, İŞVERENLERİN ALINMAYAN VERGİSİ VAR: Size vergi harcamalarından bahsedeyim. Bu bütçede 994 milyar TL’lik bir vergi harcaması kalemi var. İsminin paklığına bakmayın. 994 milyar TL’lik vergi harcamasından minimum fiyatın vergi dışı bırakılmasını çıkarırsanız yaklaşık 800 milyar TL’lik sermayenin, burjuvazinin, işverenlerin alınmayan vergisi var. Yani bütçeyi fakirlerden toplayan, zenginlerin vergisini affediyor.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN EN FAZLA KAYNAK KULLANAN İKTİDARI: Ben, Bakan’a ‘Niye yanlış yapıyorsun’ demiyorum, 20 yılın hesabını soruyorum. Bu 20 yıl boyunca, dışarıdan gelen likidin de bolluğundan kaynaklı yatırımlar, dış krediler, sıcak para girişi, ulusal hasılanın yüzde 25’ine denk gelen vergi geliri, 70 milyar dolara yakın bir özelleştirme kalemi, bununla ilgili FETÖ’nün çökülen malları, milyar dolarlık şirketleri hem içeride hem döviz olarak yapılan borçlanma var. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin en fazla kaynak kullanan iktidarından bahsediyoruz.
DÜNYANIN PARASINI ESASEN SİZ HARCAMIŞSINIZ: Artık bize diyorlar ki ‘İşsizliği toparlıyoruz, istihdamı artıyoruz’. Günaydın ya. Dünyanın parasını esasen siz harcamışsınız. Dünyanın parasını perişan etmişsiniz, betona yatırmışsınız. Katma paha, teknoloji üretmeyen bölümlere, kendi iktidarınızın takviye kıtası olsun diye beş tane müteahhitte bunları vermişsiniz. Ondan sonra diyorsunuz ki ‘Bu kadar kaynak üretmişken makro istikrarlar yavaş yavaş yerine geliyor’. Burada büyük bir haksızlık, yanlışlık var.
TÜRKİYE’NİN İHRACATINDA YÜKSEK TEKNOLOJİ ESERLERİ YÜZDE 4 BİLE DEĞİL: ‘Toplum olarak zenginleşiyoruz’ algısını yarattılar, toplum olarak fakirleşiyoruz. İHA’ya, SİHA’ya bağlı bir yeni sanayi ürettiler lakin Türkiye’nin ihracatında yüksek teknoloji eserleri yüzde 4 bile değil. 16,5 trilyonluk borç stoğunu da iç ve dış borçlar olarak yan yana koyduğumuzda ortadaki tablo hakikaten acıklı.
SİZİN İKTİDARINIZ SONRASI GELECEK OLANLARA İNANILMAZ BİR YÜK BIRAKIYORSUNUZ: Büyüme datalarına bakalım. Dış ticarete, cari açığa, istihdama ve en kıymetlisi emeğin ulusal gelirden aldığı hisseye bakalım. Baktığımızda görünen şudur; Bakan’ın ‘Türkiye İktisat Modeli’ dediği yerli-milli ihracata dayalı, düşük Türk lirası-yüksek kur temelli siyaset yerle yeksan olmuştur, çökmüştür. Bununla devam etmeyin, gözünüzü seveyim. Bununla devam ettiğiniz her gün, bizim çoluğumuza çocuğumuza, sizin iktidarınız sonrası gelecek olanlara harika bir yük bırakıyorsunuz. Bunu söylemekten lisanımızda tüy bitti.
İSTANBUL’DA GİTTİĞİMİZ YERLERDE, HANGİ SEMTİN PAZARINDAN DAHA FAZLA ATIK TOPLANABİLECEĞİ, ARTIK BİR BAHİS HALİNE GELMİŞ: Personel sınıfının, ücretlilerin, işçilerin ulusal gelirden aldığı hisse yüzde 30’a yakınken şu anda bu hisse yüzde 26’ya, personel sınıfının nicel olarak artışı dikkate alınırsa yüzde 18’lere düştü. Sermayenin aldığı hisse ne oldu? Yüzde 51’den 54,8’e çıktı. Personel sınıfı daha da fakirleşmeye başladı. Şunu soruyorum; kardeşim, ‘Türkiye Modeli’ dediniz, tek tek saydım dataların hiçbirinde düzelme yok. Tam aksine Türkiye, bir borç krizine, bir maliye krizine adım adım yürüyor. Datalar bu türlü söylüyor. Çarşıya, pazara bakalım. İstanbul’da gittiğimiz yerlerde, hangi semtin pazarından daha fazla atık toplanabileceği, artık bir bahis haline gelmiş. ‘Esenler’in pazarına giderseniz daha fazla atık toplayabilirsiniz; daha fazla biber, domates var’ diyor beşerler birbirine.”