Beşiktaş ve Başakşehir’le Muhteşem Lig’de şampiyonluk sevinci yaşayan, siyah beyazlı takımdan Çin Harika Lig’i gruplarından Shanghai Shenhua’ya 13,5 milyon Euro bedelle transfer olarak devrin transfer rekoruna imza atan Demba Ba, Türkiye’deki mesleğiyle ilgili özel açıklamalarda bulundu.
“O PERİYOT STADIMIZIN OLMAMASINA KARŞIN BİLİC HARİKA BİR İŞ ÇIKARDI”
1) Beşiktaş’ta 2014-2015 döneminde ligde ve Avrupa kupalarında toplam 27 gol 7 asistlik performansın var. Ayrıyeten Slaven Bilic idaresinde o periyot stadyum zahmetine karşın Avrupa’da Liverpool zaferi yaşadınız. Bilic’in idaresiyle birlikte o periyodu nasıl değerlendiriyorsunuz?
2014-2015 dönemi istatistiki olarak (gol asist vs) benim en âlâ sezonlarımdan biriydi. Lakin dönem sonunda grup olarak rastgele bir kupa alamadık. Tekrar de çok uygun bir dönem geçirdik. Zira kolay bir sene değildi. Daha evvel tarihte çok az kadronun yapmak zorunda olduğu bir şeyi yapmak zorunda kaldık. Bütün maçlarımızı dışarıda oynadık. Stadın pozisyonundan ötürü birçok Beşiktaş taraftarı Olimpiyat stadına gitmek istemiyordu. Hasebiyle stadın durumu futbol için zorluydu. Lakin tekrar de istatistiki olarak en yeterli yıllarımdan biriydi ve tekrar istatistik haricinde genel olarak da ligde; kadroda ve ülkede bu türlü hissediyordum. (En uygun sezonlarımdan biriydi yani). Bilic yeterli bir iş çıkardı. Beşiktaş’a geldiğimde ekip baştan kuruluyordu. Kadroya geldiğimde tahminen de o dönemki en tanınan / yetenekli oyuncu bendim. Kadrodan ayrılıp geri geldiğimde Beşiktaş’ın imza atmayı başardığı oyuncu sayısı inanılmazdı. Açıkçası Beşiktaş’a daha adımımı atmadan evvel bile grupla ilgili hislerim epeyce uygundu. Bilic harika bir iş çıkardı. Gruptaki oyuncular hayli uygundu lakin deneyimsizdi.
“KALMAM İÇİN BENİMLE KONUŞAN OLSAYDI ÇİN’E GİTME KONUSUNDA FİKRİM DEĞİŞEBİLİRDİ”
2) Beşiktaş’taki rekorları alt üst eden performansının akabinde Çin Üstün Lig’i takımlarından Shanghai Shenhua’ya transfer olarak o periyoda ilişkin (13,5 milyon Euro) Beşiktaş tarihinin en kıymetli transferi gerçekleşmişti. Kadronun başına geçen Şenol Güneş, kalmanı istiyordu. Çin’e transfer sürecinde neler yaşandı?
En başta Beşiktaş’tan ayrılmak istemedim. Daha dönem bitmeden Shanghai’dan teklif almıştım; ancak gitmek istemedim. Yaz aylarının sonuna kadar fikrim böyleydi. Daha sonra bu vakitlerde tahminen de gitmenin, bilhassa ekonomik manada uygun bir atılım olabileceğine karar verdim. Zira kendim ve ailem için bir nizam kurmaya çalışıyordum. Daha sonra bu nedenle bu türlü bir hareketin mantıklı olabileceğine karar verdim; fakat “evet” demem üç ay sürdü. Mayıs’tan beri teklif geliyordu zira. Lakin daima reddediyordum ve teklif artıyordu. Aslında hayır dememin nedeni pazarlık maksatlı değildi. Yalnızca kadrodan ayrılmak istemiyordum. Uzun müddet boyunca her teklif geldiğinde hayır dedim. Onlar da bana benim teklifimin ne olduğunu soruyorlardı. Ben de karşı bir teklifim olmadığını, zira ayrılmak istemediğimi söylüyordum. Şenol Güneş’in yeni geldiğinde beni grupta tutmak istediğini birinci duyduğumda, gruptaki yetkililerden hiçbiriyle özel bir konuşmam olmadı. Günün sonunda bu türlü bir konuşma olsaydı muhtemelen kararım değişirdi. Zira Beşiktaş için oynamayı çok seviyordum. Kalmayı ve futbolun tadını almayı isterdim.
“ŞENOL GÜNEŞ, TÜRK FUTBOLUNUN KARAKTERİNİ ÇOK ÂLÂ BİLİYOR”
3) 2016-2017 döneminin devre ortasında tekrar Beşiktaş’a gelmiş, siyah beyazlı grupla şampiyonluk yaşamıştın. Şenol Güneş idaresi başta olmak üzere ikinci Beşiktaş serüveninle ilgili neler söylemek istersin?
Aynı anda hem hoş hem de güç bir vakitti. Sakatlığım güzelleşiyordu. Bundan ötürü memnundum. Beşiktaş’a geri gelmiştim. Lakin başka yandan sakatlığım yeni iyileştiğinden ötürü çok fazla oynayamıyordum. Büsbütün iyileşmemiştim; ancak uğraş ediyordum. Şenol Güneş Türk futbol topluluğunda sahiden çok güçlü ve baskın bir kişilik. Ayrıyeten kupa konusunda da en başarılı bireylerden biri. Kendisi büyük işler başardı. Türk futbolunun karakterini çok uygun biliyor. Bence bu sebeple kendisi Türk futbolunun en başarılı isimlerinden biri.
“GALATASARAY’A İMZA ATMAYARAK BEŞİKTAŞ’A OLAN HÜRMETİMİ GÖSTERMEK İSTEDİM”
4) 2018-2019 döneminde Gomis’in gitmesinin akabinde forvet bölgesinde kahır yaşayan Galatasaray’ın seni transfer etmek istediği öne sürülmüştü. Sarı kırmızılı takımla rastgele bir görüşmen oldu mu?
Evet, Galatasaray ile bir irtibatımız oldu. Benimle ilgilenen her ekiple yaptığım üzere onlarla da bağlantıda oldum. Açıkçası sizi hangi kadronun istediği değerli olmaksızın bir teklifin gelmesi her vakit pahalıdır. Hürmet ve nezaket gereği kendileriyle konuştum. Tekrar bir ölçü da merak nedeniyle kendileriyle pazarlık yaptım. Dediğim üzere hürmet gereği beni isteyen herkesle konuşurum. Shangai sıkıntısında bile onlar beni istediğinde aslında gitmek istemiyordum. Ancak tekrar de menajerim vakit ayırıp kendilerine neden gelemeyeceğimi izah etti. Dediğim üzere Galatasaray ile de hürmet gereği konuştum ve merak gereği de pazarlık yaptım. Daha sonra Başakşehir sürece dahil oldu ve teklifte bulundular. Açıkçası Türkiye’ye geri gelip Muhteşem Lig’de oynamak da istiyordum. Bu ortada Başakşehir yeterli bir ölçü teklif etti. Kontrat mühleti de daha uzundu. Bu sebeplerle Başakşehir’e gitmeyi kabul ettim. Öteki yandan bir öteki neden ise şuydu. O güne kadar daima siyah beyazlı formayla oynamıştım. Beşiktaş’ın en büyük rakiplerinden birine imza atmayarak ekibe da hürmetlerimi sunmak istedim.
“OKAN BURUK, BANA HİÇBİR VAKİT İŞVERENİM ÜZERE DAVRANMADI”
5) Medipol Başakşehir’de 83 maçta 26 gol 10 asistlik performansa imza atmış, ayrıyeten Okan Buruk idaresinde o periyot Muhteşem Lig’de şampiyon olmuştunuz. Okan Buruk’un kadrodaki irtibatı hakkında neler söylemek istersiniz?
Her teknik yöneticinin kendine has istikametleri var. Okan Buruk’ta çok farklı bir teknik yönetici. Mesela kendisini Şenol Güneş ile kıyaslarsanız, Okan Buruk’un insani tarafı daha baskın. Oyuncularına daha yakın davranıyor. Kendisiyle günlük olarak futbol dışındaki her problemde de konuşabilirsiniz. Okan hoca ile bağlantımız de çok yakındı. O tarih itibariyle tabi ki de mesleğinin başında değildi; fakat daha genç kümedeydi. Ben de ekipteki yaşı en ileri oyunculardan biriydim. Okan’la aramızdaki yaş farkı birtakım ekip arkadaşlarımla olan yaş farkından daha azdı. O tarihte gruptaki birtakım oyuncular 17, 16 yaşlarındaydı. Hatta 15 yaşında olanlar bile vardı. Biraz da bu sebeplerle Okan ile alakamız teknik yönetici / oyuncu ilgisinden daha çok arkadaş üzereydi. Kendisi epeyce da saygılı bir kişiliğe sahip. Benimle olan ilgisi tam olarak hiyerarşik sayılmazdı. Hiçbir vakit bana işverenim üzere davranmadı.
6) Beşiktaş Valerien Ismael ile yollarını ayırdıktan sonra tekrar Şenol Güneş ile anlaştı. Şenol Güneş’le birlikte çıkışa geçen Cenk Tosun eski performansını yakaladı. Şenol Güneş’in şimdiki idaresini ve Cenk Tosun’un yükselen performansını kıymetlendirir misiniz?
Şenol Güneş çok akıllı bir insan. Geçmişte birlikte çalıştığımız periyottaki liderlik anlayışını sürdürdüğünü düşünüyorum. Kendisi Türk futbolunu çok yeterli biliyor ve bir oyuncunun en yeterli tarafını nasıl ortaya çıkaracağı konusunda da uzman. Bu sebeple kendisi ekipteki en uygun oyuncuları alana sürmeye çalışacaktır. Türk futbolu, dünyanın en düzgün grup oyununa sahip sayılmaz. Oyun gruptan çok bireyler üzerinden gidiyor. Yanılabilirim; fakat bu mevzudaki kanılarım bu biçimde. Şenol Güneş de bu durumu bildiği için her vakit ekipteki en âlâ oyuncuyu alana sürüyor. Zira oyunu kazanmanın en yeterli yolu bu. Şayet size güvenen beşerlerle birlikteyseniz sizi her vakit daha da ileri götüreceklerdir. Şenol Güneş ve Cenk Tosun münasebetinin de bu temele dayalı olarak kurulduğunu düşünüyorum.
“WOUT WEGHORST, BİTİRİCİLİK VE PERFORMANS OLARAK ÇOK DÜZGÜN GİDİYOR”
7) Beşiktaş’ın yeni transferi Hollandalı golcü Wout Weghorst, ligde 7 gol 4 asistlik performansıyla dikkat çekiyor. Birebir vakitte dünya kupasında da başarılı bir performans gösteren Hollandalı futbolcunun kadroya katkısı konusunda niyetleriniz nelerdir?
Weghorst bence çok âlâ ahenk sağlıyor. Beşiktaş’ın sorunlarını çözmek için yüzde yüz kâfi mi pekala? Bilmiyorum. Fakat Weghorst gol atıyor. Günün sonunda bir forvetten gol atması beklenir. Tabi ki Beşiktaş’ta oynarken fazladan bir şeyler sunmanız gerekir. Birebir durum Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor üzere öteki gruplar için de geçerli. Bu türlü kadrolarda oynarken her vakit bir ekstranız olmalı. Weghorst bitiricilik ve performans olarak çok uygun gidiyor. Dünya Kupasında da düzgün iş çıkardı. Arjantin’e karşı iki gol attı. Genel olarak çok uygun bir performans çıkarıyor ve şu anda grup için kıymetli olan da bu.
8) Beşiktaş’ın İngiltere’den kiralık olarak takımına kattığı Dele Alli, taraftarların beklentisini şimdi karşılayabilmiş değil. İngiltere’deki oyun yapısını çok âlâ bilen birisi olarak sizce Dele Alli, Üstün Lig’in oyun yapısına ahenk sağlamakta zorlanıyor mu?
Kendisi bence Üstün Lig’e şahsî yetenekleri sayesinde geldi. Evet, bir müddettir performansı düşük. Kendisini birebir tanımıyorum. Kendisiyle ya da kendisini tanıyan birileriyle direkt bu mevzuyu konuşmadım. Birtakım şeyler biraz sıkıntı olabiliyor. Lakin bence kendisi sevildiğini ve bedel verildiğini hissetmeli. Birlikte çalıştığı insanlardan ilgi görmeli. Bu durum bütün oyuncular için geçerlidir. Bu eksikler olunca bütün oyuncular birebir meseleleri yaşar. Mesela Cenk Tosun bu hislerini tatmin ediyor. Ancak Şenol Güneş ve Cenk Tosun’un mazisi var. Ekip içinde bu türlü şeyler her vakit değerlidir. Lakin Dele Alli konusunda kesin bir şey diyebilmek için kâfi bilgiye de sahip değilim açıkçası.
“ERSİN DESTANOĞLU, BU DURUMUN ÜSTESİNDEN GELECEK GÜÇLÜ BİR KİŞİLİĞE SAHİP”
9) Avrupa ekiplerinin transfer listesinde olan Beşiktaş’ın kalecisi Ersin Destanoğlu, bilhassa son periyotta yediği yanlışlı gollerden ötürü taraftarın reaksiyonunu çekmiş durumda. Ersin’in performansı hakkında neler söylemek istersiniz?
Tabi ki şu anda en güzel performansını vermiyor. Ancak değerli olan çabayı sürdürmek. Tıpkı yanılgıları yapmayan hiçbir kaleci yoktur. Geçen sene sakatlanmasından evvel Mert geldiğinde de herkes kızgındı. Ancak şu anda görüyoruz ki performansı eskiye nazaran çok daha yeterli. Ayrıyeten kendisi güçlü bir kişiliğe de sahip. Bence Ersin bu durumun üstesinden gelebilir. Bir kadro kendisine güvenerek transfer ettiğinde mutlaka daha yeterli bir iş çıkartacaktır. Tabi ki Ersin’in sıkı çalışmaktan öteki bir alternatif yok.
“SENEGAL’DE KURDUĞUM EKİBİMİN RENKLERİNİ SİYAH BEYAZ YAPTIM”
10) Senin ismine besteler yapan, her seferinde sana olan sevgisini gösteren, desibel rekorları kıran Beşiktaş taraftarı hakkında neler söylemek istersin?
Beşiktaş taraflarını daha Türkiye’ye adımımı atmadan çok evvel de seviyordum. Zira taraftarların peygamber için, “seni görmeden sevdik” stilinde iletilerini gördüm. Bu sebeple grubu toplumsal medyadan takip ediyordum. Kolay bir halde benim sevdiğim şeyleri severseniz benim de sizi sevmem aslında beklenen bir şeydir. Taraftarlar da benim sevdiğim şeyleri sevdiği için ben de onları sevmeye başlamıştım. Daha sonra gruba geldiğim dakika, her şeyin olması gerektiği üzere gerçekleştiğini hissettim. Taraftarlar her vakit kalbimde olacak. Birinci kadromu sıfırdan kurduğumda aklıma gelen birinci şey ekibin renkleriydi. San Diego’da renkler siyah beyazdı. Zira Beşiktaş’ın ve Newcastle’ın siyah beyaz renklerini seviyordum. Bu sebeple ekibin renkleri de siyah beyaz oldu. Şu anda ikinci kez grup yöneticiliği deneyimimi yaşıyorum ve burada kartal sözünün nasıl söylendiğini ve gruba uyup uymadığını düşünüyorum. Zira kulağa güzel geliyorsa ve uyumluysa kadronun bir yerinde bu türlü bir şeyi görmek istiyorum. Bütün bunlar Beşiktaş’a, Beşiktaş taraftarlarına ve oradayken bana gösterilen karşılıksız sevgiye olan muhabbetimden ötürü. Ayrıyeten birçok insan bana daima “Demba Ba” müziğini okuyor. İnsanların sevgisini bu formda gösterdiklerini görmek de her vakit büyük bir zevk. Olağanda bu müzik yalnızca futbol konsepti için yapıldı. Fakat şu anda restoranlarda, düğünlerde çalındığını görüyorum. Bu teveccühler için her vakit minnettar olacağım. Türk milleti beni ve ailemi çok düzgün karşıladı ve karşılıksız olarak sevdi. Bu sevginin bugün de devam ettiğini biliyorum. Bütün bunlardan ötürü çok minnettarım.
“GALATASARAY, LİGDE BU KONUMDAYKEN KOLAY KOLAY YANILGI YAPMAZ”
11) Başakşehir’de birlikte çalıştığınız Okan Buruk, şu an Galatasaray’ın başarısı için ter döküyor. Okan Buruk ve öğrencileri Sivasspor galibiyetiyle liderliğe yükseldi. Buruk’u yakından tanıyan birisi olarak sarı kırmızılı takımın şampiyonluk bahtını nasıl görüyorsunuz?
Şampiyon olacaklar mı bilemiyorum. Lige hâkim olan bütün etmenleri buradan değerlendirmem mümkün değil. Tek diyebileceğim ligde daha oldukça uzun bir mühlet var. Şunu da belirtmem gerekir ki Galatasaray ligin bu vakitlerinde ve bu konumdayken kolay kolay kusur yapmaz. Bu durum da öbür grupları daha sıkıntı bir duruma sokuyor. Tabi ki ilerleyen günlerde direkt rakip olan gruplar karşı karşıya gelecek. Lig daha da ilgi cazibeli hale gelecektir. Galatasaray çok güçlü ve esaslı bir ekip. Okan da ekibin başında. Kendisi daha evvel de sürpriz bir halde durdurulması gereken bir durumda şampiyon oldu. Elbette koşullar şu anda daha farklı ve tabi ki talihleri yüksek.
12) Galatasaray’ın dönem başında Karagümrük’e gönderdiği Senegalli mevkidaşın Mbaye Diagne, kritik gollere imza atsa da sarı kırmızılı grupta bir türlü beklenen performansı gösteremedi. Diagne’nin durumuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Kendisi Türkiye’de gol atabildiğini kanıtladı. Karagümrük’te şu ana kadar kaç gol attığını bilmiyorum açıkçası. Lakin kıymetli olan kendisinin gol atma maharetine sahip olması ve bunun da şuurunda olması. Şu anda hangi gruba giderse gitsin kıymetli olan bu. Biliyorsunuz ki her ligin kendine ilişkin değişkenleri var. Birtakım oyuncular birtakım liglerde çok düzgünken başka liglerde tutunamayabiliyorlar. Bence Mbaye Türkiye’de tutunabileceğini çok düzgün gösterdi. Aslında Galatasaray’da daha yeterli performans gösterebilirdi; ancak yeniden de orada da çok âlâ iş çıkardı. Dediğim üzere Karagümrük’te kaç gol attığını bilmiyorum ancak eminim ki hangi gruba giderse gitsin Türkiye’de çok uygun oynayabileceğini gösterdi.
13) Bir periyot Beşiktaş, Sivasspor, Göztepe ve Antalyaspor’da yardımcı antrenörlük misyonlarında bulunan Erol Malkoç’la Senegal’de yaptığınız futbolda altyapı ve tesisleşme faaliyetleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Senegal’de futbolculara yönelik gelişim programı başlatmak üzere bir şirket kurdum. Şu anda da spor idaresi konusunda master eğitimime devam ediyorum. En nihayetinde Avrupa’da spor alanında yönetici olacağım. Senegal’de bir grup satın aldım ve bunun akabinde birinci Erol Malkoç’u aradım. Zira birinin futbolcuları geliştirmesine gereksinimim vardı. Burada gerçekleştirmeye çalıştığım model üç istikametli; ekibe alma, yetiştirme ve transfer etme. Bu modelin üç tarafı de şu anda ekibim için hayati durumda. Bu durumda da tabi ki bu üç etabın her biri için en düzgün insanları bulmam gerekir. Yetiştirme evresi tabi ki bu üçü ortasında en kritik olan kademe. Tabi ki de bunun için bu alanda tanıdığım en düzgün kişiyi aramam gerekirdi. Bu da Erol’dan diğeri değil. Kendisi de şu anda inanılmaz bir iş çıkarıyor. Şu anda imkanlarımız olabilecek en düzgün düzeyde değil tabi ki lakin işimizi kolaylaştıracak ve bizi mükemmelliğe taşıyacak bir tesis kurma projemiz var. Bu kusursuz bir macera. Şu anda bile çok yetenekli birtakım oyuncularımız var. Önümüzdeki yıllarda bütün dünya şu an yetiştirdiğimiz oyuncuların nasıl yıldızlaştığını görecek.
14) Portekizli teknik adam Jorge Jesus’un gelmesiyle farklı bir hamle yapısına sahip olan Fenerbahçe, Muhteşem Lig’de oynadığı futbolla dikkatleri üzerine çekiyor. Jesus’un Fenerbahçe’deki idaresiyle ilgili kanılarınız nelerdir?
Jorge Jesus’u biraz tanıyorum. Zira daha evvel Benfica’daydı. Beşiktaş’tan bana teklif geldiği vakitler Benfica ile de görüşme halindeydim ve oraya da transfer olabilirdim. Kendisi çok güçlü bir kişiliğe sahip. Tıpkı vakitte da sonuç odaklı. Fenerbahçe’nin son yıllarda içinde bulunduğu durumu da göz önüne alırsak Jorge Jesus önemli bir baht yakaladı. Uğraş güçlü olacak zira puanlar birbirine yakın. Ayrıyeten Başakşehir de Emre ile düzgün bir dönem geçiriyor. Münasebetiyle güçlü bir gayret olacağa benziyor.