Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye ile diyaloğa ilişkin açıklamalarda bulundu. Televizyon kanalı Haber Global’de katıldığı programda Şam ile istihbarat örgütleri üzerinden görüşmeler olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu diyaloğun ivme kazanması halinde Türkiye’nin herhangi bir şartı olup olmadığı şeklindeki soruya, “Diyalog için şart olmaz ama görüşmelerin amacı ne? Ülkenin teröristlerden temizlenmesi lazım, bizim sınır güvenliğimiz önemli, Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi bütünlüğü önemli. İnsanların güvenli şekilde ülkeye dönebilmesi önemli” yanıtını verdi. Çavuşoğlu, Türkiye’nin yürüttüğü Suriye siyasetinin her zaman çözüm odaklı olduğunu savundu.
Bakan Çavuşoğlu, İran yarı resmi haber ajansı Tasnim tarafından ortaya atılan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, Özbekistan’da üçlü görüşme gerçekleştirebileceği yönündeki iddianın ise doğru olmadığını belirterek, “Böyle bir şey yok, Esad da oraya davetli değil” ifadelerini kullandı.
“Bizim yaptığımız operasyonlar Suriye için önemli”
Olası Suriye operasyonuna da değinen Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin yaptığı operasyonların Suriye’nin toprak bütünlüğü bakımından ve ülkenin terörden arındırılması açısından önemli olduğunu kaydetti. Burada terör örgütü ile mücadelenin Ankara için uluslararası hukuktan kaynaklanan bir hak olduğunu dile getiren Bakan, “Birbiri ile kavga eden, birbirine düşman olan ne kadar ülke varsa bizim harekatımıza karşılar. Bundan sonra yapacağımız harekatların da ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
“Rejimin kontrol ettiği yerlerde de rejim korkusunun olduğunu ve rejimin dönen insanlara gereken desteği veremediği için Suriyelilerin ülkelerine dönme konusunda tereddüt ettiklerini” savunan Çavuşoğlu, “Rejimin de artık görmesi lazım, savaşarak, çatışarak ülke bölünecek” ifadelerini kullandı.
“Vizelerde yaşanan sıkıntı kasıtlı”
Bakan Çavuşoğlu, son dönemde Türk vatandaşlarının Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vizesi almakta zorlanmasına ilişkin, “Bu planlı ve kasıtlı. Vatandaşımız da bunu görüyor” diye konuştu. Çavuşoğlu randevu sürelerinin uzamasını ve ret oranlarının artmasını, seçim öncesi AKP iktidarını zorda bırakmak için atılan adımlar olarak değerlendirdiklerini açıkladı. Eylül başında Batı ülkelerinin büyükelçilerini bakanlığa çağırarak gerekli uyarıları yapacaklarını söyleyen Çavuşoğlu, “Eğer bundan sonra da düzelmezse biz de karşı tedbirler, kısıtlayıcı tedbirler alacağız” dedi.
“Bu politika sürdüğü sürece Yunanistan’la yumuşama olmaz”
İsrail’le ilişkilerde normalleşme sürecinin devam ettiğini ve elçilerin atanmasının önümüzdeki günlerde gerçekleşeceğini belirten Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Yunanistan’la ilişkilere yönelik ise sert ifadeler kullandı. İstanbul’da gerçekleştirilen yapıcı görüşmeden kısa süre sonra Atina’nın Türkiye aleyhine propagandaya başladığını savunan Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın bu politikalardan vazgeçmesi lazım. İş birliğinde olurlarsa kazançları ne, tersi olursa kayıpları ne bunun hesabını yapmalılar. Bu politika sürdüğü sürece yumuşamanın faydası yok” ifadelerini kullandı.
Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki doüal gaz keşfine ilişkin soruya da Çavuşoğlu, “Haber bazı gazetelerde bizim kıta sahanlığımızla örtüşen bölge diye verilmiş ama doğru değil. Oradan da geçiyor kıta sahanlığımız ama ortasından geçiyor. Bizim kıta sahanlığımızın içine bu şekilde girmelerine biz zaten izin vermiyoruz. Kendi kıta sahanlığımızın içinde sondaj çalışmaları, sismik araştırma çalışmalarımız devam ediyor” diye yanıt verdi.
“Elimizi kolumuzu bağlayacak şekilde F-16 almayız”
Çavuşoğlu, ABD’de F-16’lar konusundaki son gelişmelere atıfla, “Yunanistan kökenli bir Kongre üyesinin girişimi oldu, o bağlayıcı değil. Senato’dan karar çıktı. İkisini birleştirecekler, daha sonra yasallaşacak” şeklinde konuştu. Bakan, “ABD yönetimi gayet olumlu bakıyor, teknik görüşmeler iyi seyrediyor ama yönetim de şunu biliyor ki, böyle elimizi kolumuzu bağlayacak şekilde biz F-16 veya başka ürün almayız. Sonuçta biz alacaksak kullanabileceğimiz şekilde alırız, kullanamayacağımız ürünü de niye alalım?” ifadelerini kullandı.
Temmuz ayında Temsilciler Meclisi’ndeki oylamada kabul edilen yasa değişikliği önergesiyle birlikte ABD’nin Türkiye’ye Lockheed Martin yapımı F-16 savaş uçağı satması, ABD yönetiminin bu satışın ülkenin güvenliği için gerekli olduğunu belgelemesi şartına bağlanmıştı. Demokrat Parti Temsilcileri Frank Pallone ve Chris Pappas tarafından önerilen ve senelik Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nda (NDAA) değişiklik yapılmasını öngören bu önerge, 179’a karşı 244 oyla kabul edilmişti.
DW / SÖ,ET