Devlet Bahçeli’den, Kılıçdaroğlu’na çok sert “Uludere” tepkisi: Su katılmamış provokatörlük

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta beraberinde eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile 28 Aralık 2011’de yaşanan olayda hayatını kaybeden 34 kişinin aileleriyle görüşmek için Şırnak‘ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı köyüne gitmişti.

“ADALET” VURGUSU YAPMIŞTI

Kılıçdaroğlu burada “34 evladımızı kaybettik. Bunların 18’i 18 yaşından küçüktü. Acı hala dinmiş değil. Eğer ülkeye adalet gelecekse bu acının dindirilmesi, olayın aydınlatılması lazım. Bu olayı aydınlatacağıma dair söz vermek için buraya geldim. Adalet olmalı, olay aydınlatılmalı. Olay aydınlatıldıktan sonra ancak helalleşme olabilir.” ifadelerini kullanmıştı.

BAHÇELİ’DEN SERT İFADELER

CHP liderinin bu ziyaretine ve yaptığı açıklamalarına tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı açıklama yaptı. Sert ifadeler kullanan Bahçeli, “CHP Genel Başkanı’nın aleni bir şekilde devlete saldırması, çürüdüğünü pervasızca iddia etmesi, bununla da yetinmeyip Erzurum ziyaretinden hemen sonra koşa koşa Şırnak Uludere’yi ziyaret edip kabuk bağlamış yaraları açmaya çalışması su katılmamış bir provokatörlüktür. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nde ‘Roboski’ diye bir yerleşim yeri olmamasına rağmen, bölücü terör örgütünün bu kirli üslubunu seslendiren Kılıçdaroğlu bir kez daha yaş tahtaya basmıştır.” dedi.

Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

“Zillet ittifakı bünyesinde tecessüm ve temerküz eden, adeta iftira ve ihanet cephesine dönüşen irili ufaklı partilerin Türkiye aleyhine estirdikleri yalan rüzgarı kendilerini zora sokacak bir fırtına halini almıştır. Türk siyaset hayatının bu tip ve böylesi bir yozlaşma akımına kapılan partileri daha fazla taşıma imkanı, daha fazla hazmetme ihtimali eşyanın tabiatına aykırı olduğu gibi; akıl, ahlak ve milli irade ölçülerine de bütünüyle terstir. Türkiye’yle hesaplaşmak için sıraya girmiş iç ve dış mihrakların hem ümit kapısı olan hem de bunlarla derin bir ünsiyet bağı oluşturan zillet partilerinin demokrasi güvenliğimizi her mevziden tehdit ettiği kristalize bir gerçektir.

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DEĞİRMENİNE SU TAŞIMAK AYMAZLIKTIR”

Şırnak’ın Uludere ilçesinin Ortasu Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde yaşanan müessif hadisenin üzerinden geçen 11 yıl sonra helalleşme maskesi altında bölücü tezlere destek vermek, terör örgütünün değirmenine su taşımak aymazlık ve tabansızlıktır. Kılıçdaroğlu özellikle şunu bilmelidir ki, Türkiye’de “Roboski” diye bir yer yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Roboski tanımlaması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kast etmek, taş koymak, pusu kurmak, ateş açmak, bölücülüğe hizmet etmektir. Kılıçdaroğlu Kürt kökenli kardeşlerimi istismar çemberine alarak hissiyatlarını kanatmayı siyaset zannedecek kadar art niyetli, heveslerini kaşımayı helalleşme adıyla tevil edecek kadar da izansız ve kalpsizdir.

“TÜRKİYE’DEN KÜRDİSTAN ÇIKARMAYI DÜŞLEYENİN AKIBETİ FELAKETTİR”

Uludere’den Roboski, Türkiye’den de Kürdistan çıkarmayı düşleyen kim olursa olsun akıbeti felakettir, bu çerçevede yanlış hesap yüklü bir maliyetle Türk milletinin kutlu iradesine çarpıp bölücü ittifakın tepesine binecektir. Türkiye’nin her başarısı, her milli kazancı, yüreklerimizi sevince boğan her atılımı CHP başta olmak üzere, zillet ittifakının diğer ortaklarında derin ve tedavisi imkansız hayal kırıklıklarına neden olmaktadır. Çünkü söz konusu ittifak partileri kimliğini kaybetmenin yanında ülkemizin gerçeklerinden tamamıyla kopmuşlardır. Son tahlilde zillet ittifakı Türkiye’nin yabanı ve yabancısı bir çıkar ortaklığı hüviyetine bürünmüştür.

Bu ittifakın kendine bile devası olmayan marjinal bir partisinin sözde Kürt sorununu gündeme getirip Cumhur İttifakı’na akıl danelik yaparak mesaj vermeye çalışması beyhude bir rezaletin, sipariş bir hıyanetin dile getirilmesinden başka bir şey değildir. Türkiye düşmanlarına acentelik yapan, milli birlik ve dayanışma ruhuna zehir saçan iflah olmaz münafıkların sözde Kürt sorununu ısıtıp ısıtıp ana gündem konusu yapma iştahları kiralık siyasetlerinin, sömürgeleşmiş zihniyetlerinin, mandacı şahsiyetlerinin ibretlik bir sonucudur.

“ZİLLET İTTİFAKI, PKK’NIN KANLI VE KAHREDİCİ İSTİKAMETİNDEDİR”

Bu teslimiyetçi ve tezvirat ehli ikiyüzlü devşirmelere milletimizin kulak vermesi, dikkate alması, ciddiyete müstahak görmesi muhal bir hayaldir. Maalesef zillet ittifakı PKK’nın kanlı ve kahredici istikametindedir. Bunun yanında FETÖ de ahtapot gibi bu ittifakı sarmış, uyuşturmuş, akıl ve siyasetine ambargo koymuştur. Artık hiçbir şey gizli saklı değildir. PKK’nın yıllardır siyasallaşma arayışlarına refakat eden HDP’nin hala ve henüz siyaset ve demokrasi hayatından çıkarıl(a)maması büyük bir risk ve tehlike olarak karşımızda duruyorken, FETÖ’nün zillet ittifakında siyasal taban tutma çabaları da bir diğer vahim gelişme halinde belirginlik kazanmış durumdadır.

Görülen ve görücüye çıkarılan yakıcı gerçek şudur ki, FETÖ’yü siyasallaştırmak için zillet ittifakı aynı zamanda kuluçka, aynı zamanda kundak işlevi görmektedir. Ve bütün amiller, bütün ameller buna işaret etmektedir.

“KİMSE MİNDERDEN KAÇMAMALI, KAÇAK GÜREŞMEMELİDİR”

Terör örgütü olan Gülen hareketi zillet ittifakını taşıyıcı beden olarak kullanırken, buna karşılık hiçbir itiraz veya aykırı ses bugüne kadar duyulmuş değildir. Herkes dürüst bir şekilde siyaset muhasebesini yapmak zorundadır. CHP ve diğer vagon partileri eğer FETÖ’yü siyasallaştırma hususunda gizil ve gizli bir hedefin takipçisi ise bunu milletimizin karşısına çıkıp anlatacak yürekli tavrı gösterebilmeli ve kararı da Türk milletine bırakmalıdırlar. Bizim nazarımızda PKK ile FETÖ arasında hiçbir fark yoktur. PKK’nın yörüngesine sabitlenen zillet partilerinin FETÖ’nün siyasette açık seçik temsil noktasına gönüllü olmaları malumun ilanı, bilinenin ibrası şeklinde okunacak, böyle de yorumlanacaktır.

Hiç kimse minderden kaçmamalı, kaçak güreşmemelidir. Siyasi namus gereğince herkes tercihini yapmalı, nerede durduklarını, kimlerle yanak yanağa verdiklerini, nasıl bir emel ve hedef birlikteliği içinde yer aldıklarını açıklamalıdır. Türkiye’nin aleyhine konuşlanan Biden muhalefeti PKK’yla FETÖ’nün oksijen çadırıdır, soğuk hava deposudur, siyasi sığınağıdır. 2023 yılına yaklaştığımız şu günlerde kartlar açık oynanmalı, aziz milletimiz şeytani hesaplarla rahmani haysiyeti tefrik ve teşhis eden basiretiyle karanlık senaryoları yırtıp atmalıdır.

“MİLLETİMİZ ZEMZEM DİYE ZEHİR SERVİSİ YAPANLARI TANIMAKTADIR”

Madem Biden’ın muhalefeti vızır vızır faaliyet halindedir, o halde FETÖ’nün siyasallaşmasına sözde demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına ABD’nin ortam açması, destek çıkması, fırsat sunması tutarlılık olarak değerlendirilecektir. ABD’nin siyasal sistemine tıpkı Demokratlar ve Cumhuriyetçiler gibi Gülen hareketinin de partileşerek girmesinde yarar vardır. Teröristbaşı Gülen’i Türkiye’ye iadeye yanaşmayan ABD yönetimi, Washington ile Pensilvanya arasında casusluk ve istihbarat köprüsü değil, siyasi bağlantı kuracak tavrı gösterebilmelidir. Şayet arzu ediliyorsa, Gülen hareketine kurdurulacak muhtemel parti ABD siyaseti ve zillet ittifakıyla eşzamanlı diyalog kanallarını da netleştirecek, 15 Temmuz’un planlayıcıları ve uygulayıcıları gecikmeyle de olsa aynı çatının sütunları halinde buluşacaklardır.

Türk milleti zemzem diyerek zehir servisi yapanları tanımaktadır. Türkiye düşmanlığının ulaştığı mesafe de ortadadır. 2023 yılı bu düşmanlığın sökülüp atılacağı muazzam bir milat olacaktır. Cumhur İttifakı bu kutlu hedefe ulaşmaya hazırlıklıdır, kararlıdır, yeminlidir. FETÖ’yü ve PKK’yı artan dozlarla siyasal alana çekmek için kapalı devre iş tutanları, bu uğurda faaliyet içinde olanları Türk milleti asla affetmeyecek, bunları gelmeden tarihin çöplüğüne fırlatıp atacaktır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir