Anadolu Efes ile geçirdiği başarılı dönemlerin akabinde lig şampiyonluğuyla ekipten ayrılan ve Yunan devi Panathinaikos’un başına geçen Ergin Ataman, Fanatik’e verdiği röportajda dikkat çeken sözler kullandı.
Ergin Ataman’ın açıklamaları şu halde:
‘ŞAMPİYON OLMAMIZ MUCİZE’
“Bu dönem başarısız olduk. Evet. Bunun nedenleri Miçiç ve Larkin’in yanına aldığımız Clyburn’le bir arada üç yıldızlı sistemi oturtamamamız oldu. Alışılmış bunda Larkin’in dönemin yarısını sakat geçirmesinin de hissesi büyüktü. Aslında dönem boyunca grubu Beaubois ve Brynat sırtladı. Bu türlü olunca da istikrarlar değişti. Öteki taraftan iki kere üst üste şampiyon olan bir kadro var. Döneme 3. şampiyonluk maksadı ile başladık. Üzerimizde büyük baskı vardı. Bir de dönem başında işler istediğimiz üzere gitmeyince baskı daha da arttı. Bu kaos ortamında Play-Off yapmaya çalıştık lakin mesela Play-Off dışı kalan 3 ekip Baskonia, Bayern Münih ve Valencia’ya karşı toplam 6 mağlubiyet aldık. Meğer ki üzerimizdeki gruplardan Barcelona, Real Madrid ve Olymipakos’u yenmiştik. Bütün bunlara karşın yüzde 50 galibiyet oranı tutturduk. Daha evvelki yıllarda yüzde 50 Play Off için yetiyordu bu yıl o da olmadı. Mental olarak da bir eksikliğimiz vardı. ‘Biz nasıl olsa Play-Off’a gireceğiz. Play-Off’ta da vurup geçeriz’ diye düşünüyorduk. Fakat o denli olmadı. Kalsak vurup geçecektik zati ancak 5 maçı da son saniyelerde uzatmalarda kaybettik. Biz geçmişte kazandığımız muvaffakiyetlerde her şey istediğimiz üzere gitti. Play-Off’lara sakatlık olmadan gittik. Talih faktörü yanımızdaydı. Vs. Vs. Ancak bu sene her şey bilakis döndü. En değerli oyuncun dönemin yarısında oynamadı. Bütün bunlar bir ortaya gelince hayal ettiğimiz 3. şampiyonluk gelmedi. Bu da doğal ki hayal kırıklığı ve demoralizasyon yarattı. Tüm bunların üzerine bu kadronun şampiyon olması da bana nazaran bir mucize…”
’42 SAYILIK HEZİMET BENİ BUHRANA SOKTU’
“Fenerbahçe Beko karşısında aldığımız 42 sayılık mağlubiyet büyük bir şoktu bizim için. Ancak o gün bizim gururumuz incindi. Alınan skor, atmosfer, herkes bizimle dalga geçti. Salondaki herkes bizi alaya aldı. Efes tatile çıkmış yorumları yapıldı. Ancak biz dalga geçilecek karakter değiliz. Ne ben, ne oyuncularım ne de kulüp… Bir başkaldırma oldu. Yoksa bu seri öteki türlü dönmezdi. İtiraf edeyim biz birinci maçı olağan bir skorla kaybetsek, seriyi kazanamazdık. Bu kulüpte büyük işler yaptık. Ayrılıyorum lakin ayrılık bu türlü olmamalıydı. 42 sayılık mağlubiyet beni duygusal olarak da buhrana soktu. Ben bu hisleri yaşarken istifa etmeyi de düşündüm. Ancak sonra baktım dönem sonuna bir hafta kalmış. Efes’ten 42 sayılık mağlubiyet ve 3-0’lık bir sonuçla gitmek bana çok koyacaktı. Rezil olmuştuk. Sonra kendi kendime bir direnç koydum. Çok gayret sarf ettim. Bu eforda en büyük yardımcılarımdan biri de Sarp Ataman oldu. Sarp’ın Efes’e olan duygusal bağı beni frenledi. İkinci maça bu hislerle çıktım.”
‘HAKEMLER YANILGI YAPMIŞTIR’
“Aynı hakemlerle Fenerbahçe geçen sene bizi yenerek şampiyon oldu. Ben hakemleri dönem boyunca çok eleştirdim. Türkiye’de son yıllarda Emin Moğulkoç dışında Euroleague’de istikrarlı maç yöneten hakem yok. Hakemleri en çok eleştiren benim. Fakat maalesef yanlışlar yapıyorlar. Bu sefer evet bir maçta hakem yanlışlarının oranı Fenerbahçe aleyhine daha fazla olmuş olabilir. Ancak biz 32 faul atmışız da onlar 12 tane atmış. Bu telaffuz yanlış. Sen atağının büyük bir kısmını dış atış olarak kullanırsan faul alamazsın. Biz strateji olarak o maçta potaya gitmeyi tercih ettik. Hasebiyle daha fazla faul aldık. NBA finalinde de bir kadro yalnızca 2 faul atmıştı. Bir de hakemler neden Fenerbahçe’ye karşı olsunlar. Onlar da insan. Bu türlü bir camiayı bu türlü bir taraftarı karşılarına almak istemezler. Fakat yanılgı yapmışlardır. Ben dönem boyunca ‘hakemler kötü’ derken, şampiyon olduk diye ‘hakemler’ uygun diyemem. Bu mevzuyu geliştirmemiz lazım.”
‘ATİNA’DA HÜRMET GÖRÜYORUM’
“Panathinaikos lideri ile yaptığımız birinci görüşmede beni en çok etkileyen şu oldu; Liderin bir bildirisi vardı. Bana ‘sen son 4 yılda Avrupa’nın en başarılı antrenörüsün. Lakin senin seviyende 5-6 antrenör daha var. Benim sana gelmemdeki en büyük neden liderlik vasfın ve heyecanın. Şu anda tabana vurmuş bir ekibiz. Burayı ateşlememiz lazım. Olymipakos’u 2 yıldır yenemiyoruz. Bunun için de benim senin üzere birine gereksinimim var. Ne istiyorsan, kimi göndermek, kimi almak istiyorsan yap. Bütçemiz de var’ dedi. Ben de kabul ettim. OAKA’nın atmosferini en düzgün bilenlerden biriyim. Oraya rakip olarak gittiğimde tedirginlik yaşardım. Artık orayı ateşli ve inançlı bir hale sokmak için elimden geleni yapacağım. Bir Türk olarak orada hürmet görmek çok değerli. Son iki yılda Atina’ya her gittiğimde çok hürmet gördüm. Sokakta yürürken karşılaştığım herkes bana ‘Panathinaikos’a gel’ diyordu. Olympiakoslular da hürmet duyduğunu gösteriyordu. Yunanistan’da basketbol kıymetli bir kültür. Bu kadar hürmet duyulan bir yerde manevi olarak da kendimi âlâ hissediyorum. İnanılmaz bir sevgi ve beklenti var. Bu da bana heyecan veriyor.”
‘CENK YILDIRIM BENİMLE’
“Kadroyu şimdi kurmadık. Fakat isimler aşikâr. Listemizin birinci sırasındaki çok kıymetli oyuncularla önemli ilerlemeler kaydettik. Dönem bitmeden imzalar olmuyor. Önümüzdeki haftayı bekliyoruz. Lakin alternatiflerimiz de hazır. Panik yapmıyoruz. Bütçe cebimizde. Bunu en uygun halde kullanacağız. Efes’te de yardımcı antrenörlüğümü yapan Cenk Yıldırım benimle bir arada gelecek. Yakup Sekizkök ve Hakan Demir’i de istemiştim lakin biri Darüşşafaka’nın, biri de İran Ulusal Takımı’nın antrenörü oldu. Türkiye’den diğer bir oyuncu olacağını sanmıyorum.”
‘OLYMPIAKOS’U AMAÇ ALDIM’
“Hedefimiz kesin olarak Final-Four’a kalmak. Ben gayesi küçültemem. Panathinaikos üzere bir kulüpte ‘bizim gayemiz Play-Off’ diyemem. Ben Efes’e geldiğim vakit kadroyu kurarken Obradoviç’li Fenerbahçe’yi amaç almıştım. Ona nazaran ekip kurmuştum. Neden? Zira o periyot Avrupa’nın en düzgün takımlarından biriydi Fenerbahçe. Her sene Final-Four oynuyordu, Türkiye’de şampiyon oluyordu. Tıpkı şey Olympiakos için de geçerli. Kadroyu kurarken baz aldığım grup Olympiakos. Euroleague’de istediğim yere gelmek için Olympiakos’u geçmem lazım. Olympiakos’u geçersem hen Final-Four oynarım, hem de ligde şampiyon olurum.”
‘4 AY YERİNE, 3 AY TATİL YAPSINLAR’
“Spor o denli bir noktaya geldi ki, Yunanistan Ulusal Grubu coachu İtoudis, Fenerbahçe’de. Türk Ulusal Takımı’nın hocası Panathinaikos’u çalıştırıyor. Bu bahiste bir sorun yok. Kulüpte herkes bana takviye veriyor. Ulusal Takım’daki vazifeme devam edeceğim. Kontratım 2024 Eylül ayında bitiyor. Mili Kadroda olmak benim için bir gurur. Ulusal Takım’da gayeler de büyük. Önümüzde bir Olimpiyat elemesi var. Ülke sporu için en değerli şey Olimpiyat’a katılabilmek. Bunun için de birinci planda bu ön elemeyi geçmemiz gerekiyor. Dönem 17 Haziran’da bitti. Herkes fizik ve mental olarak çok yıprandı ve yoruldu. Kadro 17 Temmuz’da toplanacak. 3 hafta hazırlık sonrasında 1 hafta turnuva. Burada kıymetli olan herkesin bu mantelite ile Ulusal Kadroya gelip yaz periyodunda 1 ayını buraya ayırması. Ben 2 ay tatil yapmıyorum, 3 hafta yapıyorum. Kimileri 4-5 ay tatil yapmayacaklar, 3 ay tatil yapacaklar. Bunun 1 ayını Ulusal Takım’a ayıracaklar. Bunu yapamıyorsak, o vakit ‘Ben Ulusal Ekip antrenörü, Ulusal Kadro atleti olmaktan gurur duyuyorum. Ülkem için her şeyi yapıyorum’ diyemezsin. Yapmak lazım. Benim beklentim bu istikamette. Kadroyu açıkladık. Avrupa, Türkiye ve NBA’de oynayan en düzgün oyuncuları davet ettik. Onlarla elemeleri geçip Olimpiyat’ta Türk bayrağını temsil etmek istiyoruz. Ondan sonra çeşitli mazeretler bulup affını isteyip gelmeyen olursa, onun açıklamasını kamuoyuna kendileri yapar artık. basketbol Federasyonu da kurallar çerçevesinde önlemlerini alır. Benim yükümlülüğüm en yeterli kadroyu açıklamak, en güzel dereceyi elde etmek.”
‘ÇALHANOĞLU GELİYORSA BASKETBOLCULAR DA GELECEK’
“İyi bir kuşağımız var. Avrupa Şampiyonası’nda mucize yapıtı kaybettiğimiz iki grup final oynadı. Madalyayı kıl hissesi kaçırdık. Bu şunu gösteriyor ki, tam takım ile alana çıkarsak her şey olur. Olimpiyatta madalya da kovalarız. NBA oyuncularımız var. Kimileri önemli katkılar veriyorlar. Ulusal Ekip bazında da bir şeyler yapmamız lazım. Yapamazsa ya da antrenör beceriksizliğidir yapamamıştır, ya da oyuncularımız Ulusal Grubu kaale almıyor demektir. Antrenör konusu kolay. Değiştirirsin öbür antrenör gelir. Fakat mental olarak Türk oyuncuları Ulusal Takım’a paha vermiyorlarsa bu büyük bir kayıptır. Ben bakıyorum, futbolda da, voleybolda da en yeterliler, tüm yıldız tam takım olarak ulusal gruba geliyorlar. Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan Hakan Çalhanoğlu ve başka Avrupa’da oynayan isimler geliyorsa, voleybolda bütün yıldızlar tam takım olarak hazır halde bulunuyorsa, benim basketbolcum da gelip ulusal kadroda oynayacak. Oynamıyorsa açıklamasını yapacak. Bizim de bu şuuru aşılamamız lazım.”
‘BEYAZ SAYFA AÇTIK’
“Ömer Faruk genç bir oyuncu. Geçmişte kusur yapmış olabilir. Biz her şeyi geride bıraktık. Beyaz bir sayfa açtık. Gayemizde Olimpiyat’a gitmek var. En âlâ takımımızla uğraş etmemiz gerekiyor. Ömer Faruk da aday takımda olacak. Fakat dediğim üzere gelir mi, gelmez mi bilmiyorum. Türk basketbolu ondan çok şeyler bekliyor. Geçen sene ona kızmamdaki en büyük sebeplerden bir tanesi kılpayı kaçan maçlarda bir dayanak olsa biz tahminen Avrupa Şampiyonu olmuştuk.”