Sabahattin Ali gibi Türkiye’de gazeteci ve yazarların çektiği çileler, hapis hayatları ve yaşanan gazeteci – yazar cinayetleri ile ilgili konuşan Ferhat Göçer; “Ne yazık ki yaşadığınız coğrafya kaderiniz” açıklamasını yaptı.
Deniz Gezginci: Ferhat Bey öncelikle Münih’e hoş geldiniz. Avrupa turnesi nasıl geçiyor?
Ferhat Göçer: Sabahattin Ali’nin hayatından kesitlerin sunulduğu müzikli tiyatro oyunumuz “Aldırma Gönül” ile uzun bir yolculuğa çıktık. Yolculuğumuz önce İngiltere’de başladı daha sonra Amerika ve Kanada da devam etti. Ardından da Avrupa turnesi başladı. Şu an Almanya’yı dolaşıyoruz. Oyunumuzu birçok şehirde oynuyoruz ve Münih Almanya’da oynadığımız üçüncü şehrimiz. Turne yorucu ama çok keyifli. Burada Sabahattin Ali’nin hatırasını canlandırmak adına insanlarla buluşmak, onlarla bu şarkıları, bu kitapları, yazıları paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Zaten projeyi hazırlarken de idealim buydu. Şu anda bu idealimi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum.
Deniz Gezginci: Sabahattin Ali’nin hayatını ele alan müzikli oyun proje fikri nasıl ortaya çıktı?
Ferhat Göçer: Yıllardır Sabahattin Ali’nin “Aldırma Gönül”, “Leylim Ley” gibi birçok parçasını sahnede seslendiriyordum. Sabahattin Ali’nin şarkılarından bir albüm teklifi gelince ben bunu biraz daha detaylandırayım istedim. Yönetmen Ezel Akay ile görüştüm. O da projenin yönetmenliğini kabul etti. Sabahattin Ali’nin hayatını canlandırdım. Bir oyunun, bir müzikalin içerisine bu şarkıları yerleştirelim istedik. Ortaya müthiş bir eser çıktı. Öncelikle Ezel Akay ve tüm ekibe teşekkür ederim.
Deniz Gezginci: Sahnede Sabahattin Ali’nin kişiliğine bürünüyorsunuz. Sabahattin Ali için de Almanya çok önemli bir yer. En önemli eserlerini buradan esinlenerek yazmış. Almanya’da bu oyunu oynamak nasıl bir duygu?
Ferhat Göçer: Sabahattin Ali değişimi Almanya’da yaşıyor zaten. Burada Alman yazarları okuyor, buranın sosyal, ekonomik ve ideolojik kültürleriyle, yazarlarıyla tanışıyor. Türkiye’ye buradan aldığı bilgilerle dolu bir şekilde gidiyor ve orada da mücadelesine, yaşamına devam ediyor. Almanya’da bu oyunu oynamak benim için çok anlamlı. Özellikle Berlin’de oynadığım oyun çok farklı ve özeldi.
Deniz Gezginci: Sabahattin Ali’de yıllarca hapislerde yattı, oyunda da belirttiğiniz çok kötü bir şekilde katledildi. Sizce gazetecilerin, yazarların bu sıkıntıları yaşaması bizim coğrafyanın kaderi mi?
Ferhat Göçer: Bu konu tabii ki yılların sancısı. İşin zaten bu boyutunu seyircinin yorumlarına bırakıyorum. Burada sahnede benim oynadığım insan sadece Türk Edebiyatının değil dünyanın en önemli yazarlarından bir tanesi. Yaşadığı bir dram var. Bu dram oyunda da söylediğimiz, kızı Filiz Ali’nin de dediği gibi ne ilkti ne son olacak. Ne yazık ki coğrafya kader. Bunu hep beraber görüyoruz. Bulunduğumuz coğrafyadaki fırtınaları görüyoruz. Bir de sizlerin buralarda yani Avrupa’da yaşadıklarını görüyoruz. Dolayısıyla bu fırtınanın içerisinde biraz farkındalık yaratmaya çalışıyorum ki benim görevim bu. Duygusal boyutuyla insanların kalbinde, ruhunda biraz olsun merak uyandırabiliyorsak, bir küçük farkındalık yaratabiliyorsak ne mutlu bize.
Deniz Gezginci: Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali oyununuzu izledi mi?
Ferhat Göçer: Filiz hocadan izin alarak bu oyunu yaptık. Projenin ilk aşamasından beri bütün metninden oyun haline gelene kadar haberi vardı. İlk oyuna gelip izledi. Onun onayını alarak bu projeyi gerçekleştirdik.
Deniz Gezginci: Oyundan sonra yaptığım gözlemlerde seyircilerle çok güzel, çok samimi bir bağ kuruyorsunuz.
Ferhat Göçer: Benim genel ilkem bu. Sadece bir turneye gelip bir şarkı söyleyip gitmek değil hedefim. Buralarda bir dost kazanmak, bir hatıra bırakmak. İnsanlara unutulmaz küçük bir hediye bırakabilmek. Biliyorum ki onlar sonsuza kadar bu dostluğumu ve bugünü yaşayarak hatırlayacaklar. Benim için en büyük mutluluk bu.
Deniz Gezginci- Münih