Tuluat tiyatrosunun son ustalarından Nejat Uygur, vefatının dokuzuncu yılında anılıyor.
Kilis’te 1927’de dünyaya gelen ve subay babasıyla öğretmen annesinin işleri nedeniyle Anadolu’yu dolaşan Uygur, tiyatroya Siirt, Ezine ve İntepe’deki okullarda tamamladığı ilkokul yıllarında yer aldığı müsamerelerle başladı.
Uygur, Sarıyer, Çanakkale ve Manisa’da ortaokulu tamamladıktan sonra girdiği İstanbul Hoş Sanatlar Akademisi’nin Heykel Bölümü’nü bitiremedi.
Sarıyer Halkevi’nde 1943’te başladığı boks sporunun yanında atletizm, su topu ve binicilikle de ilgilenen usta oyuncu, çocukluk hayali pilotluk olsa da ABD’ye gitmek isteğiyle liman cüzdanı çıkardı, gemici oldu, seyahatlere gitti.
Onun için bir tutkuya dönüşen “güldürme” isteği ise, Uygur’un tiyatroyla ortasındaki sağlam bağların kaynağı oldu ve güldürü ustası, bir periyot Sarıyer Halkevi ile Avni Dilligil Tiyatrosu’nda amatör oyunculuk yaptı.
Nejat Uygur Tiyatrosu’nu 1949’da kuran ve profesyonel oyunculuğa adım atan Uygur, 1950’de Necla Hanım ile hayatını birleştirdi ve on üç yıl süren Anadolu turneleri sürecinde Ahmet, Süheyl, Süha, Kemal ve Behzat isminde 5 çocukları oldu.
Uygur, tiyatro formundaki televizyon programlarıyla sahneleri meskenlere taşıyarak, Türk tiyatrosuna değerli katkılarda bulundu.
Altmış yılı aşkın bir mühlet boyunca tiyatroya ailesiyle birlikte hizmet eden ve kendisini insanları güldürmeye adayan Nejat Uygur, Türk temaşa sanatı geleneğinde kendine mahsus bir hal geliştirdi.
Kitap okumaktan uzak duramayan ve bu uğurda uykusuz geceler geçiren sanatçı, her rolünde içindeki çocuktan bir kesim sergiledi.
Uygur, tiplemeleri, kelama dayanan oyunculuğu ve aktüel siyasal olayları sahneye taşıma üslubuyla dikkatleri çekerken, Anadolu’yu karış karış dolaşmasının yanı sıra ABD ve Avrupa’da da oyunlar sergiledi.
Nejat Uygur, “Cibali Karakolu”, “Zamsalak”, “Aman Özal Duymasın”, “Hastane mi Kestane mi?”, “Minti Minti”, “Hanedan”, “Benim Annem Konuttan Neden Kaçtı”, “Şeytandan 29 Gün Önce Doğan Çocuk”, “Hey Amigo Ver Salata”, “Ümit mi Simit mi?”, “Alo Orası Tımarhane mi?”, “Sizinki Can Da Bizimki Patlıcan mı?”, “Miğferine Çiçek Eken Asker” ve “Kaynanatör” üzere birçok oyunun yanı sıra “Cafer Bey”, “Cafer Beyefendi Âlâ, Yoksul ve Kibar”, “Cafer’in Nargilesi”, “Vizontele Tuuba” ve “Beyaz Melek” sinemalarında rol aldı.
Devlet Sanatkarı unvanını 1998’de alan ve sanat hayatı boyunca pek çok defa mükafata layık görülen Nejat Uygur, Ankara’da 2007’de katıldığı bir şenlikten İstanbul’a dönerken beyin damarlarında oluşan tıkanıklık nedeniyle kısmi felç geçirdi.
Uzun süren tedavisi boyunca hayat gücünden hiçbir şey yitirmeyen Nejat Uygur, 18 Kasım 2013’te İstanbul’da teneffüs yetmezliği nedeniyle vefat etti ve cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.