Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
T24’ten Asuman Aranca’nın aktardığına göre CHP lideri, “İlk turda mı biter seçim? Altılı masanın adayı kazanır mı ilk turda?” sorusunu şöyle yanıtladı:
Parlamento aritmetiği lehimize olur. Lehimize sonuçlanır. Bu tablo giderek kendisini gösteriyor. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi artık AK Parti’nin önünde gidiyor. Ve önümüzdeki süreç içinde bu biraz daha hızlanarak devam edecek. Parlamentoda da çoğunluğu alacağız. Millet İttifakı olarak çoğunu alacağız. Amacımız ki onu da gene altı lider bir arada belirleyeceğiz. Belli bir zaman dilimi içinde güçlendirilmiş parlamenter sistemi ayağa kaldırmak ve bozulan çarkları yeniden işler hale getirmek. Aday belli değil ama cumhurbaşkanlığını birinci turda alırız.
Diken’den Altan Sancar’ın aktardığına göre ise Kılıçdaroğlu’nun diğer sorulara verdiği yanıtlar ise şöyle:
Altılı masanın adayı seçilip kazandığında ilk ne yapar?
Altılı masanın adayının ilk olarak ne yapacağını, altılı masanın liderleri belirler. Bunu samimi olarak söylüyorum. Burada sizle neyi konuşuyorsam, altı liderle de aynı şeyi konuşmam gerekiyor. Burada farklı, orada farklı konuşursak bu bizim bugüne kadar inşa ettiğimiz güveni tuzla buz eder. Buna benim hakkım yok. Hiç kimsenin de hakkı yok. Farklı görüşler olabilir. Nitekim güçlendirilmiş parlamenter sistemde genel başkan yardımcıları oturdular, “Biz böyle olsun” dediğimizde, onlar “Böyle değil, böyle olursa daha iyi olur” dediler. Baktık evet, öyle olursa daha iyi olur ve dolayısıyla çözüldü. Bütün mesele iyi niyet. Yani iyi niyetle yola çıktığınızda sonuç alıyorsunuz.
‘Sığınmacıların dönüşü konusunda dört aşmalı planımız var’
Bugüne kadar toplantıların sonunda ortak metinler yayınladınız. Göç meselesi ile ilgili de bir çalışma devam ediyor bir süredir. İki gün önce DEVA Partisi bir rapor açıkladı. Gelecek Partisi de siz de konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundunuz. Bu toplantıda da bu raporun ya da istişare edilen bir metnin sizin önünüze gelmesi bekleniyor. Fakat bir takım görüş ayrılıkları da söz konusu. Özellikle de Gelecek Partisi tarafından dillendirilen… Bu konuda ortak bir zeminde buluşabilecek misiniz?
Ben buluşabileceğimiz kanısındayım. Zaten bir ortak çalışma yapıldı, bir grup kuruldu. Bu grubun hazırladığı ön raporlar genel başkanlara sunuldu. Genel başkanların onayı alındı. Şimdi liderler oturacaklar, onu konuşacaklar. Ben çok büyük bir sorun, ciddi bir görüş farklılığı çıkacağını sanmıyorum. Çünkü liderler Türkiye’ye sığınmacı olarak gelen Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmelerini istiyorlar. Burada bir tereddüt yok.
Dönme koşullarının oluşturulması lazım. İnsani boyutunu düşünerek, yani ırkçılık temelinde değil. Kendi ülkelerinde huzur içinde yaşayabilecekleri bir atmosferin yaratılması lazım. O konuda bizim dört aşamalı bir planımız var.
Biz Suriyelileri göndereceğiz, ama muhatabımızın Suriye’nin meşru hükümeti olması lazım. Meşru hükümetle karşılıklı büyükelçiliklerin açılması, o görüşmelerin yapılması ve arkasından onların can ve mal güvenliklerinin sağlanması ve teminat altına alınması gerekli. Onlara, orada bizim iş adamlarının fabrikalar kurarak, istihdam yaratmaları gibi… Zaten Suriye’de o fabrikalar vardı, onların çalışması lazım yeniden.
Kamuoyunun da bizim yaptığımız bu açıklamalara çok büyük bir tepki göstermediğini de biliyoruz. Herkes makul görüyor bunları.