Sırbistan’da düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası’nda grekoromen stil 130 kiloda altın madalyanın sahibi olan milli sporcu Rıza Kayaalp, Fanatik’ten Hamit Turhan’ın sorularını yanıtladı.
Rıza Kayaalp, gençlere tavsiyede bulunarak, “Eğer ben çalışırsam zirvede olacağıma inanıyorum. Buna gençler de inansın. Onlara en büyük tavsiyem bu olacak. Bir de hangi konumda olurlarsa olsunlar, ister zengin, ister fakir, ister makam-mevki sahibi, ister yoksul, karakter hiç değişmemeli. Tevazuyu elden bırakmasınlar, kibirli olmasınlar.” dedi.
Röportajı yapan Hamit Turhan, Rıza Kayaalple ilgili bilinmeyen bir detayı da okuyucularla paylaştı ve şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin en kariyerli, en çok madalyalı sporcusu meğer bu spora başlarken Güreş Eğitim Merkezi’ne yedek kontenjandan girmiş. Yapılan seçmelerde asil adaylar arasında değilmiş. O beklemeye geçtikten sonra Çorum’da bir Güreş Eğitim Merkezi açılmış, Çorumlu güreşçi adayları memleketlerine gidince, Yozgat’taki merkeze yedekler alınmış ve Rıza Kayaalp’in olağanüstü kariyer başlangıcı da bu şekilde gerçekleşmiş.”
180 KİLOLUK DEMİR ÜZERİNE DÜŞTÜ
Şu anda en büyük motivasyon kaynağının kızı Ay Vera olduğunu ifade eden Rıza Kayaalp, “Benim öyle yoga, Uzakdoğu felsefesi ya da uğur gibi değişik motivasyon kaynaklarım yoktur. En önemlisi kendime güvendir Kendi kendimi motive etmesini çok iyi bilirim. İnsanın en iyi psikoloğu kendisidir. Bu iş kafada biter. Zihinsel olarak kendimi hazırlıyorum. Başaracağıma inandığım, kendime olan güvenim tam olduğu zaman mutlaka başarıyorum. Sakatlık olmadığı zaman gittiğim bütün uluslararası organizasyonlardan madalya ile döndüm.” diye konuştu.
Son şampiyona öncesi kampta yaşadığı kazaya ilişkin de konuşan Rıza Kayaalp, “Önce bir sakatlık yaşadım. Künde atarken, baldırımda bir çekme oldu. Yaklaşık bir buçuk hafta partner çalışması yapamadım, ki güreşin içinde olanlar bunun ne kadar önemli olduğunu bilirler. Ardından da belimle kalçam arasına 180 kiloluk squat demiri düştü. Son anda ani bir refleksle kaçtım ama yine de temas etti vücuduma. Bir kaç gün de onun için tedavi gördüm. Hiç üst üste bu kadar aksilik olmamıştı.” dedi.
GENÇLERE TAVSİYE
Rakiplerinin tamamını çok iyi tandığını ve bütün işin kendisinde bittiğini, çalışırsa mutlaka kazanacağını bildiğini kaydeden rekortmen güreşçi, genç güreşçilere şöyle tavsiyelerde bulunuyor:
“Allah bir yetenek vermiş. Bize düşen o yeteneği çalışarak geliştirmek. Eğer ben çalışırsam zirvede olacağıma inanıyorum. Buna gençler de inansın. Onlara en büyük tavsiyem bu olacak. Bir de hangi konumda olurlarsa olsunlar, ister zengin, ister fakir, ister makam-mevki sahibi, ister yoksul, karakter hiç değişmemeli. Tevazuyu elden bırakmasınlar, kibirli olmasınlar. Ben bir köylü çocuğuyum. Köyden çıktım, bu noktalara geldim. Köydeki karakterim neyse, şimdi de oyum. İnsan büyüdükçe küçülmesini de bilmeli. Ben kampta bakarım, malzemeci arkadaşımız bir şeyleri taşırken zorlanıyor, hemen gider yardım ederim. Bundan gocunmam. Aslolan insan olmaktır. Önce insan olunmalı, sonra da şampiyon. İnsanlıktan nasibini almamışsan, yüz tane şampiyonluk alsan ne fayda.”
SİYASETE GİRECEK Mİ
Şampiyon güreşçi, sporu bıraktıktan sonrasını ise hiç düşünmediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öncelikle ailemle vakit geçireceğim. Uzun kamp dönemlerinde ailemden ayrı kalmak benim için çok zor oldu. Ailem için de öyle. Özellikle kızım doğduktan sonra benim için bayağı yıpratıcı oldu. Çok özlüyorum. Allah’tan şimdi dijital teknoloji var da, görüntülü konuşuyoruz ve özlemim biraz olsun hafifliyor. Onun için önceliğim ailemle vakit geçirmek, sonra da ülkeme bir şekilde hizmet vermeye devam etmek. Ama bu siyaset olmayacak. Siyasete girmeyeceğim. Bana göre değil. Ben duygusal bir insanım, siyasetin omuzlarıma yükleyeceği yükü ve yaratacağı sorunları kaldıramam. Bir başka mecrada ülkeme hizmet vermek isterim. Bu bürokrasi olabilir, başka bir görev olabilir.”